Günümüzde sık görülen kanserlerden biri olan böbrek kanseri nedir ? Böbrek kanseri böbrekteki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla birlikte böbrekte anormal şekilde kitle oluşmasıyla meydana gelen hastalıktır. Oluşan bu kitle yapı ve fonksiyon olarak böbreğin normal dokusundan farklıdır. Kanserli hücreler kan damarları aracılığı ile en başta akciğerler olmak üzere vücudun değişik yerlerine dağılırlar ve dağıldıkları yerlerde de çoğalarak kitleler oluştururlar. Kanserli hücreler hızlı bir şekilde çoğaldığı ve vücudun enerjisini savurgan bir şekilde kullandığı için hastalar halsiz olur ve kilo kaybederler. Kanserin cerrahi tedavisinde parsiyel nefrektomi ve radikal nefrektomi sık kullanılan cerrahi yöntemlerdendir.
Böbrek kanseri nedir sorusunun cevabı tam olarak hala belirlenememiştir. Fakat kanser riskini arttıran tespit edilmiş faktörler vardır. Böbrekteki kanserleri genellikle 40 yaş üzerinde görülür. (Son yıllarda gençlerde de görülebilmektedir) Diğer risk faktörleri de aşağıda sıralanmaktadır: Sigara: Eğer sigara içicisiyseniz içmeyen birine göre bu kansere yakalanma riskiniz 2 kat fazladır. Erkek olmak: Erkeklerde kadınlardan 2 kat daha fazla gözükür. Şişmanlık: Fazla kiloların sebep olduğu hormon değişiklikleri kanserin oluşma riskini arttırmaktadır. İlaç kullanımı: Bazı ağrı kesicilerin uzun süreli kullanımı. Diyaliz: Son dönem böbrek yetmezliği olup, uzun süre diyalize girmek. (Riski 4 kat arttırır) Ailede böbrekte tümörü hikayesi olması: Bu risk özellikle kardeşlerde yüksektir. Kimsayala maruz kalmak: Asbestoz, kadmiyum, benzen, bazı tarım ilaçları gibi belli başlı kimyasallara maruz kalmak. Bu risk faktörlerine sahip olmanız kansere kesinlikle yakalanacağınız anlamına gelmemekle beraber bu risk faktörlerinin hiçbirisine sahip olmadan da bu hastalığa yakalanabilirsiniz.
Böbrekteki tümörler genellikle erken evrelerde belirti vermez. Belirtiler meydana geldiğinde kanser genellikle ileri safhalara ulaşmıştır. Bu durumda ortaya çıkan semptomlar şunlardır: İdrarda kan görülmesi (idrarda kanama) Karın alt ve yan bölgesinde şişkinlik İştahsızlık Geçmeyen yan ağrısı (böğür ağrısı) Sebebi bilinmeyen kilo kaybı Herhangi bir enfeksiyon ya da soğuk algınlığı olmadan haftalar boyu süren ateş Aşırı yorgunluk Kansızlık Bacaklarda ve eklemlerde şişmeler Kanser vücudunuzun başka yerlerine dağılmışsa aşağıdaki belirtilere neden olabilir: Nefes darlığı Kanlı öksürük Bel ağrısı
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Günümüzde bu kanser türünün tanısı çoğunlukla rastlantısal olarak konulur. Hastalar hastaneye genellikle başka bir nedenle başvururlar ve yapılan görüntüleme yöntemleri sonucunda böbreklerindeki kitle tespit edilir. En sık tanı koyma yöntemi ultrasonografidir. Bunun yanında ultrasonografi yapan kişiye bağlı olduğu için, eğer iyi ve deneyimli bir radyolog tarafından yapılmıyorsa, böbreğinizdeki kitlenin tanısı atlanabilir. Bilgisayarlı tomografi veya MR, filmi çeken kişiye göre sonucu değişmediği için bu yöntemler ile kanser tanısını atlamak zordur.
Böbreğin en çok görülen iyi huylu kitleleri anjiomyolipomlardır ve bunlar çekilen filmlerle tanınabilir. Bunların dışında eğer böbrekteki bir kitle kontrast madde ile boyanıyorsa, bu kitle büyük ihtimalle (>%90) böbrek kanseridir. Bu nedenle çekilen filmlerde böbrekte bir kitle saptanırsa ve bu kitlenin radyolojik olarak kanser şüphesi varsa; bu kitle büyük ihtimalle kanserdir. Kesin tanı bu kitlenin çıkarılıp, patolojik incelemesi yapılarak konur.
Anjiomyolipomlar böbreğin en sık görülen iyi huylu tümörüdür. Nadir görülen “epiteloid” tip anjiomyolipom dışında vücudun başka yerlerine atlama yapmazlar. Anormal yağ, kas ve damar yapılarından oluşmaktadır; eğer kitlede damar oluşumları fazla ise bu tip kitleler kanamaya eğilim gösterirler. Genellikle 4 cm üzerindeki kitleler kanama riski nedeniyle cerrahi olarak çıkarılır. Böbrekte birden çok anjiomyolipom varsa veya anjiomyolipom kitlelerinin ameliyat ile çıkarılması teknik olarak zor ise; o zaman bu kitlelere giden damarlar anjio yapılarak tıkanır ve bu kitlelerin küçülmeleri hedeflenir. Böbrekte anjiomyolipomu olan hastaların mutlaka tecrübeli bir ürolog tarafından değerlendirilmeleri gerekmektedir.
Kanserli hasta tanı alırken, karın bölgesine rutin olarak kontrastlı bilgisayarlı tomografi veya MRI yapılmaktadır. Böbrek kanserlerinin en sık metastaz yaptığı (atladığı) yer akciğerler olduğu için tüm böbrek kanserli hastalara akciğer filmi veya akciğer tomografisi yapılmalıdır. Bunun dışında kanda alkalen fosfataz düzeyleri yüksek olan hastalara veya bel, kemik ağrısı olan hastalara tüm vücut kemik sintigrafisi yapılmalıdır. Nörolojik şikayetleri olan, baş ağrısı, baş dönmesi olan hastalara kranial (beyin) bilgisayarlı tomografi yapılmalıdır. Böbrek kanserli hastalara rutin PET-CT taraması önerilmemektedir.
Böbrek kanserlerine radyoterapi (ışın tedavisi) ve kemoterapi etki etmez. Bu yüzden hastalıktan kurtulmanın en iyi tedavisi; hastalığı erken evrede (böbrek dışı noktalara dağılmadan) yakalamak ve kanserli dokuyu cerrahi olarak vücut dışına almaktır. Bu yüzden kanserin evresi tespit edildikten sonra tedavi planı oluşturulur. Günümüzde maalesef ki 10 böbrek kanserinin 4’ü 4. evrede saptanabiliyor. Vücuda yayılmamış böbrek kanserlerinin tedavisi ürologlar tarafından yapılırken, vücuda yayılmış böbrek kanserlerinin tedavisinde ürologlar ve medikal onkologlar birlikte çalışırlar. İlerlemiş kanser vakalarında radikal nefrektomi kullanılarak böbreğin tamamını çıkartırız. Bu işlem ile hasta tek böbrekle kaldığı için kronik böbrek yetmezliği riski artmış olur. Tedavi seçenekleri arasında parsiyel nefrektomi ameliyatıda mevcuttur. Bu ameliyat yöntemi ile böbreğin belirli bi kısmı alınarak tümör hücreleriyle dolu olan bölge temizlenir. 2 ameliyat yönteminde de hedef kanser hücrelerinin temizlenmesidir.
Günümüzde böbreğin dokusunun çok önemli hayati fonksiyonlarının olduğu daha iyi anlaşıldı. Bu yüzden 7 cm’den küçük kanser hücrelerinde artık tüm böbreğin değil, sadece kanserli dokunun çıkarılması önerilmektedir. Özellikle 4 cm’den küçük kanserlerde; kanserli doku yerine hastanın tüm böbreği alınırsa bu hastaların daha kısa yaşadığı anlaşıldı. Kanserli dokular çıkarılırken, geride kanserli doku kalmaması, kanserin kapsülünün parçalanmaması ve kalan böbreğin fonksiyonlarının iyi bir şekilde korunması çok önemlidir.
Böbrek kanserleri kapalı ameliyatlarla özellikle de robotik cerrahi ile böbrek kanseri ameliyatı ile mükemmel bir şekilde temizlenebilir. Burada ki en önemli ameliyatı yapan üroloğun kapalı ameliyatlarda tecrübe sahibi olmasıdır. Günümüzde uluslararası robotik cerrahi firması, yüksek tecrübeye sahip robotik cerrahların becerilerini “expert” sertifikası vererek belgeliyor. Eğer robotik cerrahi olmayı düşünüyorsanız, lütfen seçtiğiniz üroloğun expert sertifikasının olup olmadığını araştırın. Bunun dışında bir diğer önemli nokta; ürologlar hastalara kapalı ameliyat önermek için böbrekteki kanseri almak yerine daha kolay olan kanserli böbreğin alınmasını önermektedir. Bu yüzden size böbreğinizin hepsinin alınması öneriliyorsa, mutlaka tecrübeli bir ürologdan ikinci bir görüş alın.
Kanser varsa ve vücudun diğer yerlerine sıçrama yapmış olsa da, böbrekteki kanserli dokuların veya kanserli böbreğin hepsinin çıkarılması gerekir. Böbrekteki ana kanser çıkarıldığında, vücudun diğer yerlerine sıçramış kanser hücrelerinde gerileme olabilir.
4 cm’den küçük böbrek kitleleri için kriyoterapi (dondurmak) ve radyofrekans ablasyon (iğne ile yakarak yok etme tedavisi) uygulanabilir. Bununla birlikte bu yöntemlerle kanserin tekrarlama ihtimali ve kanserin vücut içinde canlı kalma ihtimali olduğundan bu yöntemler genel durumu ameliyat açısından riskli hastalara (çok yaşlılar) önerilmektedir. Kriyoterapi kanseri yok etme konusunda radyofrekansa göre daha üstündür, fakat kriyoterapi işlemi ülkemizde halen yapılmamaktadır. Bu konuda yurtdışında tedavi hakkında bilgi almak istiyorsanız lütfen tıklayın.
Kanser vücudunuzun diğer yerlerine yayılmışsa, ilk yapılması gereken kanserli dokuların vücuttan temizlenmesidir (ameliyat ile). Eğer vücutta tek bir yayılmış yer varsa, atlamış olan kanserli yerin çıkarılması gerekir. Bunun dışında yayılmış kanserli dokulara radyoterapi veya kemoterapi etkisizdir. Şanslıyız ki son yıllarda böbrek kanserleri alanında önemli ilaçlar çıktı. Önümüzdeki yıllarda da bu konuda dünyada piyasaya çıkacak bir çok ilaç var. Bu ilaçların hastaların ömürlerini uzattığı yapılan bir çok çalışmada gösterildi. Bu yüzden vücuda yayılmış kanserler ürolog, onkolog, ve psikiyatristlerden oluşan bir ekip tarafından tedavi edilmelidir.
Böbrekteki kitlelerin yıllık büyüme hızı ortalama 0,6 cm’ dir. Eğer hastanın böbreğinde ki kitlesi küçükse ve hastanın genel durumu ameliyat açısından riskli veya hastanın kısa bir ömrü kalmışsa, bu durumda böbrekteki kitleler takip edilebilir. Bu durumdaki hastaların böbreklerindeki kitleye biyopsi yapılıp, eğer saldırganlığı yüksek bir kanser tespit edilirse, bu hastalara kriyoterapi (dondurma) veya radyofrekans ablasyon (iğne ile yakarak yok etme tedavisi) uygulanabilir.
Hayır, böbreğinizdeki kitle kanser olsa dahi boyut olarak artış göstermeyebilir. Hatta zaman içinde kanserin saldırganlık derecesi değişip, vücudun başka yerlerine sıçrama yapabilir.
Günümüzde insanların neden bu hastalığa yakalandığını halen bilmiyoruz. Bununla birlikte bazı nedenlerden dolayı hastaların daha sık olarak bu hastalığa yakalandığı bilinmektedir. Bu kanserle ilişkilendirilmiş bu risk faktörlerinden uzak durmanız kanser olma ihtimalinizi azaltacaktır. Sigarayı bırakmak Sağlıklı kiloda kalmak Spor yapmak Stresten uzak kalmak Tansiyonu düzenlemek Zararlı kimyasallardan uzak durmak.